26 Aralık 2014 Cuma

Tiryaki Hasan Paşa Ve Kanije Müdaafası

     

           Tarihimize derin bir iz bırakan Hasan Paşa 1521 yılında dünyaya gelmiş ve genç yaşta Enderun'a girmiş, kısa bir süre sonra zekasıyla dikkatleri üzerine toplamayı başarmıştır.Tiryaki lakabı kahveye düşkünlüğünden dolayı takılmıştır. Hayatının tamamını cihad yoluna feda eden Hasan Paşa Enderun'dan mezun olduktan sonra bir müddet 3. Mehmed Han'a hizmette bulunmuştur. (1574)  

           Sultan 3.Mehmet Han'ın hizmetinden ayrıldıktan sonra  Macaristan'da bir hudut olan Zigetvar'da 20 yıl beylik yaptı.  Cesaretliği, mertliği, kahramanlığı ve dindarlığı dolayısıyla burada hep takdir gördü.

           Tiryaki Hasan Paşa 1594 yılında Bosna Valisi olarak tayin edildi, ardından Kanije Valiliği'ne atandı. 1597'de Macarlıları iyi tanımasından ötürü ikinci kez  "Macaristan Genel Valiliği"  yaptı. Bu görevinin ardından emekliye ayrıldı. Hayatının geriye kalanını çiftçilikle geçirmek için niyetlenmişti,  fakat Eğri ve Kanije kalelerinin feth olunmasından sonra Kanije Kalesi'ne Beylerbeyi olarak görevlendirildi. Bu göreve başladığında yaşı 80 dolayındaydı.

           Kanije Kalesi feth olunup başına Tiryaki Hasan Paşa getirildikten sonra 9. 000 kişilik bir kuvvet ve yetecek kadar erzak ve mühimmat bıraktıktan sonra Osmanlı Ordusu geri çekildi. Bunu fırsat bilen Avusturyalılar9 Eylül 1601'de 70.000 - 100.000 civarındaki orduları ile Kanije Kalesi önlerine geldiler. Ordunun başında  Arşidük 2. Ferdinand bulunuyordu. Avusturyalılar  gelir gelmez kalenin çevresini kuşatarak  dışarı ile bağlantısını kesti. Avusturya'lılarda mühimmat olarak ezici bir üstünlük vardı. Arşidük kalede top olmadığını düşünerek saldırmasının ardından, kaledeki tüm topların ateşlenmesi sonucu ağır kayıplar verdi. 

             Savaşın sadece silahlarla kazanılamayacağının farkında olan Hasan Paşa psikolojik taktikler uygulamaya koyuldu.İlk iş olarak kalenin dışında ölen askerlerin ceplerine kurmaca mektuplar koydu. Bu mektuplarda, kalenin uzunca bir süre daha direnebilecek erzağı ve cephanesi bulunuyor; ayrıca Belgrad yakınlarında bulunan padişahın ordusunun her an orada olabileceği yazıyordu. Bu mektupları gören Arşidük'ü ruhsal çöküntüye düşmesini sağladı.
                
            Sinirden gemileri yakan Ferdinand, Hasan Paşa'nın kellesini getirecek askere 40 köy bağışlayacağını vaat ediyordu. Sadece bu stratejilerin yetersiz olduğunu anlayan Hasan Paşa başka stratejiler ortaya koymaya başladı, kuşatmanın 2. ayında kaledeki erzak ve mühimmat iyice tükenmişti ki imdada Yüzbaşı Ahmed Ağa yetişti. Gerekli maddeler temin edildiği takdirde, barut yapabileceğini söyledi. Bunun üzerine, tüm gerekli maddeler temin edildi ve imalata başlandı. Üretilen bu barut, 2-3 hafta kadar idare etti, ama bu barut da bitmek üzereydi. Erzaklar da artık ihtiyaçları karşılayamıyordu. Bu şekilde kalenin müdafaasının sağlanamayacağını anlayan Hasan Paşa gece baskın yapmaya karar verdi. Kuşatmanın 73. gecesi yani 18 Kasım 1601'de, Hasan Paşa ve kurmayları da dahil Osmanlı kuvvetleri Avusturya ordusuna gece baskını düzenledi. Beklenen Osmanlı yardımının geldiğini sanan Arşidük 2. Ferdinand çok sayıdaki adamı ve muhâfızları ile kaçtı. Haçlı ordusu geride 47 büyük top, 14.000 tüfek, 60.000 çadır, 15.000 kazma kürek, binlerce erzak ve Ferdinand'ın altın tahtı ve otağı bıraktı. Tiryaki Hasan Paşa'ya bu müdafaa sonrasında "Beylerbeyi" ünvanı verildi.

           Kanije Beylerbeyliği'nden sonra dördüncü vezirlik ve "Şeref Rütbesi"  verilerek 1602'de üçüncü kez Bosna Valisi görevi verildi. Kasım 1603'de Rumeli Valiliği'ne atandı. Anadolu'da Celali İsyanları çıkmasının ardından isyanı bastırmakla görevlendirildi. Son görev olarak Budin Beylerbeyliği'ne atandı. 1610'da vezirlikdeyken emekli oldu, ama 1611'de son defa Budin valisi olarak görevlendirildi ve  bu gorevde iken Budin'de vefat etti.


                 ALLAH İslama  yaptığı hizmetlerinden dolayı mekanını Cennet eylesin...
       

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder