Bayezid-i Veli ile Hızır (as)'ın Görüşmesi

Bayezid-i Veli

      Sultan 2. Bayezid, kendi adıyla anılan Bayezid Camii'nin inşasında, sık sık gelip bizzat bedenen çalışırdı. Bu çalışmaları sırasında bir gün,, ustalardan birinin duvarı gayet sür'atle örüp yükseltmesi dikkatini çekti. Alakayla bakınca, onun Hızır (as) olduğunu anladı.

     Hemen yanına varıp onu yakaladı ve elini sıkı sıkıya tuttuktan sonra:

- "Her namaz vaktinde bu camiye uğrayacağına söz vermezsen, şimdi bağırır ve Hızır'ı yakaladığımı cümle aleme ilan ederim!" dedi.

      Hızır (as) özür beyan etti, işlerinin çokluğunu ileri sürerek, böyle bir külfetten affedilmesini diledi. Fakat Veli Bayezid, her namaz vaktinde uğramak iddiasını, günde bir defa uğramak şeklinde hafifleştirdiyse de, Hızır(as) buna da razı olmadı.

      Nihayet haftada bir kere uğramak şeklindeki talebini kabul etmesi üzerine Bayezid-i Veli, Hızır (as)'ı serbest bıraktı.

      Bu menkıbe dolayısıyladır ki, asırlardan beri Bayezid Camii-i Şerifi'ne Hızır (as)'ın haftada bir defa uğradığına inanılır. Hatta bu husustaki tevatüre göre de, Hızır (as) her uğrayışında namazını kırmızı kuşaklı minarenin civarında kılmaya devam etmiştir.

Bayezid Camii

      Gelenek olarak ibadete bir Cuma günü açılan Bayezid Camii'de, ilk namazı 2. Bayezid Han kıldırmıştır. Bayezid-i Veli buyurdular ki:

- "Her kim, ömründe ikindi ve yatsı namazlarının ilk sünnetini hiç terk etmemiş ise, şu mübarek vakitte o imam olsun!" Derya misali cemaat içinde bir kişi çıkmayınca, Bayezid Han mecbur kalarak:

- "Elhamdülillah! Savaşta ve barışta biz bu sünnetleri terk etmedik!" dedi ve kendisi imam olup namazı kıldırdı. 

      Böylece 2. Bayezid Han, bu tarihi zühd ve takva sahnesini mecburen sergilemiş oldu. Yaşanan bu olaylardan sonra Sultan 2. Bayezid'e, halk tarafından "Veli" sıfatının takılması ile sonuçlanmıştır.