28 Nisan 2015 Salı

Kafkas Kartalı Şeyh Şamil



    19.yy da Osmanlı Devleti'nin gerileme dönemine girmesi ile Rusya'nın cesaretlenip, Kafkaslarda İslama karşı başlattığı savaşın geçit vermeyen, İslam'ın Kafkasya'daki adıdır Şeyh Şamil...   

    1797 yılında Dağistan'ın Gimri köyünde dünyaya geldi. Küçük yaşından itibaren karakteri İslam ile yoğrulan Şeyh Şamil, devrin büyük alimlerinden dersler aldı. Çocuk yaşından itibaren Kafkasya'da yaşayan Müslümanlara karşı yapılan maddi, manevi zulme karşı kalbindeki imanın tezahürü olarak cihad aşkı ile ortaya atıldı.

    Kafkasya'da yaşayan Müslümanlar zulme dur demek için küçük toplantılar yapmaya başladılar. Başlarında bir rehber olması gerektiğinin farkındaydılar. Bu sebeple mücahitler başlarına İmam Şamil'i rehber seçtiler. İmam Şamil bu küçük birliğin başına geçip, esaret altına alınan diğer Müslümanları da ikna ederek küçük bir ordu kurdu. 25 yıl boyunca Rus ordularına kan kusturdu. Nice generalleri öldürdü. Nicelerini harp meydanında talan etti. 

      Çar 2.Aleksander, bir avuç insanın koskoca bir imparatorluğu çaresiz bırakması karşısında büyük sinir krizleri geçiriyordu. Bunun sonucunda büyük birlikler hazırlatarak büyük bir İmparatorluğa saldırıyormuşcasına Şeyh Şamil'in üzerine gönderdi. Şeyh Şamil ve askerleri kahramanca ardı arkası gelmeyen Rus askerlerini geri püskürtüyordu. Ne yazıktır ki Şeyh Şamil'in ordusu bitkin düşüyordu dalga dalga gelen düşmana karşı... Saatler geçtikçe Şeyh Şamil'in askerleri eriyordu. En sonunda 100'e yakın kişi kalmıştı. Savaşın kazanılmayacağını gören Kafkas Kartalı, kadın ve çocuklara dokunulmaması şartı ile teslim olmayı kabul etti.

     Kafkas Kartalı 6 Eylül 1859 yılında esir alınıp kırk kişilik maiyetiyle St. Petersburg'a götürüldü. Rus Çarı, Şeyh Şamil'e beklenenin aksine büyük hürmet gösterdi.Ölmeden önce son isteğini Hacc'a gitmek olduğunu 2.Aleksandr'a bildirdi. Rus Çarı oğullarını esir almak şartı ile 1870 yılında İstanbul'a gönderildi.

     İstanbul'da yaptığı hizmetlerin büyüklüğü karşısında cennetmekan Sultan Abdülaziz tarafından büyük hürmet gördü. Sultan Abdülaziz "Babam mezarından kalksaydı, ancak bu kadar sevinebilirim" diyerek iltifatlarda bulundu. Şeyh Şamil'in İstanbul'a gelişi halk tarafından büyük ilgi gördü. Halk Şeyh Şamil'i daha yakından görebilmek için sahile akın etti. Sultan Abdülaziz Kafkas Kartalı'na her türlü emrine amade olduğunu bildirdi.  Bunun üzerine Şeyh Şamil "Hayatımın şu son günlerini Paygamberimizin (s.a.s.) huzuru şeriflerinde geçirmek istiyorum. Bunun teminini zat-ı alinize istirham ediyorum." dedi. Şeyh Şamil bir müddet daha İstanbul'da kaldıktan sonra Hicaz'a gitmek istediğini bildirdi. Sultan Abdülaziz en güzel vapurunu hazırlatarak Şeyh Şamil'i Hicaz'a gönderdi. 

     Şeyh Şamil Medine'de hastalandı. Aile efradı ile vedalaştıktan kısa bir süre sonra 4 Şubat 1871 yılında vefat etmiştir. Kabri Medine'de Cennet-ül Baki'dedir. Şeyh Şamil öldükten sonra oğullarını esaretten kurtarmayı borç bilen Sultan Abdülaziz, Rus Çarına mektup yazarak serbest Şeyh Şamil'in oğullarının serbest bırakılmasını istedi. 

Şeyh Şamil'in kararlılığı

    Savaş dönemlerinde halktan bazıları "artık teslim olalım anlaşma yapalım" diye hayıflanmaya başlamıştır, bunun üzerine Şeyh Şamil teslim olmaktan bahsedene kırbaç cezası vermeyi uygun görmüştür. Bu durumda çekinen halk çareyi Şeyh Şamil'in annesine gitmekte bulmuşlardır. Annesi Şeyh Şamil'e teslim olma teklifini sununca Şeyh Şamil koymuş olduğu kanundan ödün vermemiştir. Cezayı yaşlı bir kadın çekemeyeceğinden, ceza oğluna intikal ettirilmiş, böylece Şeyh Şamil kendini kırbaçlattırmıştır

     

Allah yaniden Şeyh Şamil gibi davasına sadık Müslümanları başımıza getirsin...

2 yorum: