13 Mart 2015 Cuma

Osmanlı'nın 300 Spartalısı - Sırp Sındığı Zaferi



      "Ne kadar tarihimiz unutturulmaya çalışılsa da böyle bir şerefli tarihi unutmak biraz zor" dendiği zaman, hemen akıllara  "Neden unutturulmaya çalışıldı?" diye bir soru geliyor. Aslında sorunun cevabı yazının başlığında... Belki sadece Sırp Sındığı diye bir başlık yazsaydım, çoğunuz okuma gereği duymayacaktı. 300 Spartalı ismi geçince iş değişiyor...  Hiçbir tarih değeri olmayan 300 Spartalı denilen kurgu filmini eminim bilmeyen yoktur. Peki Türkiye'de veya dünyanın herhangi bir yerinde yaşayan bir müslüman olarak, Osmanlı üzerine düzenlenen Haçlı seferi olan Sırp Sındığı Muharebesi hakkında ne kadar biliyoruz? Peki Sırp Sındığı Savaşının şanlı komutanı Hacı İlbey'i ne kadar tanıyoruz? Doğal olarak bunları bilmeyenler, Hacı İlbey'in 1364 yılında Meriç Nehri kıyısında bir gecede 4.000 kişiden oluşan ordusuyla, 40.000 kişiden oluşan Haçlı ordusunu nasıl mağlup ettiğini de bilmez.

      Bu tarih tahribatını sadece Sırp Sındığı muharebesine indirgememek gerek. Olayları iyice kavramak açısından biraz daha beyin fırtınası yaratırsak, Napolyon Bonaparte dedikleri bir adam var, üzerine yüzlerce film yapılan... Evet, Napolyon'u çok iyi tanıyoruz... Peki Filistin'de zekasıyla Akka Kalesi'ni Napolyon'un başına geçiren Osmanlı'nın Şanlı kumandanı Cezzar Ahmet Paşa'yı ne kadar tanıyoruz. Belki de tanımadığımız için Osmanlı gibi değilde, sadece kendi çapında sürünen küçük bir devlet olmaya devam ediyoruz.

      Biz şuanda biraz zayıflamış bir aslan konumundayız ama bizim aslan olmamızı kıskananların  bize aynayı göstermeyip, bize kedi olduğumuzu söylüyorlar. O aynaya bakmanın vakti gelmedi mi?


Bloğumu izlemeyi unutmayın...

4 yorum:

  1. Coktan geldi de geciyor bile

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel, isabetli bir bakıç açısı; popüler kültürün etkisi, ancak o etkiyle birşeyler öğrenen insan varlığı, pek tabiî ilmî eser vesaik derininde yazıldığındandır belkim, retorik birşeyler çıkartmak yâ zor olur, yâ da eksik ve yanlı nazariyeler üzerinden hakaret etme kaygısı, diğer taraftan da yetersiz prodüksiyon. Ve'lhâsıl, Çanakkale'den daha büyüktür Kut'ul Ammare lâkin hatırlanmaya çalışan, parlatılan siyâsî hesâblar doğrultusunda parlatılan bir tarih okuması olunca, süregelen aptal ve içi boş bir durum oluşuyor, bir de tabiî herhalde tarih ve çözümleme şuuru olsa gerek insanda, sâdece krinolojik bilgi abes, tarafsızlık ise itlik: kültürcülük, alaycılık

    YanıtlaSil
  3. helal olsun kardeşim böle güzel paylasımlar gurur ve onur dolu bı anlatım... zamanı geldi

    YanıtlaSil